cinsellik

Bu konuda toplam 5 içerik bulundu.

İDRAR KAÇIRMA AMELİYATLARININ CİNSELLİĞE ETKİSİ

Cinsel fonksiyon bozukluğu olan kadınlarda ilişki sayısında azalma, orgazm olamama, ağrılı cinsel ilişki, azalmış cinsel istek, azalmış cinsel uyarılma görülebilir.

Cinsel organlarda sarkma, idrar yolları ile ilgili çeşitli rahatsızlıklar ve idrar kaçırması olan kadınlarda cinsel fonksiyon bozuklukları da daha sık gözlenir.

Özellikle idrar kaçırma, kadınları cinsel sorunlara iten ve cinsel tatminini kötü yönde etkileyen bir durum…Stress ve özgüven eksikliğine daha çok yolaçıyor. Cinsel anlamda da yetersiz, güvensiz ve heyecansız hissediyor.

Uygun hastaya uygun cerrahi bizde önemlidir… Yapılacak olan ameliyatın tekniğini doğru belirlemenin yanında bazı inceliklere de dikkat etmek gerekiyor…Vajen ön duvarında zengin bir damar ve sinir ağı bulunmakta.Yapılacak olan idrar kaçırma ameliyatlarında mümkün olduğunca küçük kesi kullanarak ve vajen ön duvarına zarar vermeden bu cerrahilerin yapılması sonucu etkilemekte…

Böylece başarılı geçen idrar kaçırma ameliyatlarından sonra, kadınların istek, uyarılma, ıslanma, haz alma ve orgazmlarında iyileşme olduğu görülüyor.

CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUKLARINDA DOĞUM KONTROL HAPLARININ ETKİSİ

Doğum kontrol hapları halen en çok kullandığınız yöntemlerden...

Fakat yüksek koruyuculuk oranının yanında cinsel fonksiyon bozukluklarına yolaçması gibi etkileri de var. Öyle ki bu durum, zaman zarfında yavaşça geliştiği için, bazen kullanan kişi ve doktoru bile ilaç yan etkisi olabileceğini gözardı ediyor.

Cinsel ilgi, istek, haz almayı azaltabiliyor.Koruma maksadıyla cinsel isteğin azalması, hapların istenilen bir yan etkisi gibi düşünülse de… azalmış cinsel istek, çiftin yakın ilişkisini bozabiliyor.

Aynı zamanda vajinal kuruluk ve artmış vestibülit riski nedeniyle ağrılı cinsel ilişkiye neden olabiliyor. Cinsel ilişkideki ağrı, kadının yaşı küçükse ve eğer 2 yıldan daha uzun süredir kullanılıyorsa daha çok olabiliyor.

Bazı doğum kontrol hapları, bu kötü etkileri daha az yapıyor.Eğer doğum kontrol hapı kullanıyorsanız..kullanmaya devam etmek istiyorsanız ve bu etkilerden muzdaripseniz…hapınızı değiştirelim…

HİPERTANSİYONLU KADINDA CİNSELLİK

HİPERTANSİYONLU KADINDA CİNSELLİK

Hipertansiyonu olan kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğunun daha çok olduğu düşünülüyor. Hipertansiyonun kadınlar arasındaki yaygınlığı düşünülecek olursa, aslında büyük bir kesimi kapsayan ve gözardı edilen bir sorun olduğu görülmekte…
Yapılan çalışmada hipertansiyonu olan ve olmayan kadın arasında cinsel fonksiyon açısından çok fark olduğu görülmüş.
Verilen tedavilerle cinsel fonksiyon bozukluğunun çok düzelmediği de tespit edilen bir başka durum..
Hipertansiyonda kullanılan pek çok ilaç çeşidi var biliyorsunuz. Bu ilaç çeşitlerinin bazılarının cinsel fonksiyonlara daha yararlı olabileceği ya da cinsel problemi derinleştirebileceği de düşünülmüyor.
Hipertansiyonlu hastadaki bu sorunun hipertansiyonun asıl olarak altında yatan nedene ve beraberindeki diğer hastalıklara da bağlı olabileceği düşünülmekte.

KADIN KADINDIR İŞTE !

Kadın kelimesi sosyal statü anlamında belirsizlik içerir. Diğerinden daha aşağı statüye koyar, cinsiyetçidir,  cinsel ve üremeyle ilgili terimlerle bağdaşır.Zaman zaman da kadını bakire kızdan ayırır. Bakire olmayan anlamında toplumsal namus emniyetini karşılayan bir ifadede kullanıldığı için rahatsızlık vericidir. Bu nedenle son yıllardaki feminist akımlar, kadın kelimesinin yeniden tarifi  ve bu kelimenin içini ‘yeniden doldurma’ yoluna gider. 

 

Kadın kelimesinin çağrışımı ve toplumdaki ifadesi her kadının üzerine almak istemeyeceği kadar çelişkilidir. Dil biliminde kötü hisler yaratan ifadelerden bahsederken , yarattığı kötü izlenimi hafifletmek için, bir değiştirme çabasına girilir. Bu her dilde vardır ve ‘örtmece’ , ‘güzel adlandırma’ diye terimlendirilir. Türkçede de üst statüde olan kadınlardan bahsedilirken ‘kadın’ kelimesi kullanılmaz, yerine hanım, bayan kelimesi tercih edilir. Yine diğer dillerde de saygın bir kadından bahsederken asıl ‘kadın’  kelimesine karşılık gelen ifade değil yan anlamlar tercih edilir.

 

Peki kadın kelimesindeki ve yarattığı duygulanımdaki korkutucu, istenmeyen, kaçınılan izlenim nedir ve nasıl bir canlıyı - burası bir gülen yüz emojisini hakediyor ! - tarif eder?

 Bu canlı;   saygınlık içermeyen, ürkütücü , sevimsiz, korkulan, taraf olunmayan mıdır ? Biraz da cinsel bir nesne anlamı da içerir mi? Neden akademisyen bir kadın ‘bilimadamı’ dır,  akademik kadroların yarısını dolduruyor olmasına rağmen…Son yıllarda değiştirme konusunda çaba gösteriliyor ama, ticaret odasının başkanı kadın olsa da neden O , ’işadamı’ dır . Ya da kadın pilot, kadın doktor, kadın şöför, kadın başbakan diye ifade etmek zorunda hissedilir. Burada söylenmek istenen ‘bu erkek işidir, kadın olmasına rağmen başardı’ demek değil midir? ‘Erkeğe göre’ olan bu tanımlarda ‘erkeğe rağmen’ ifadesi yok mudur?

 

Toplumsal normlardan beslenen  kültürün, kendini ifade şeklidir dil…Jane Sunderland isimli bir yazar cinsiyetçi dilin değiştirilemeyeceği, durdurulamayacağını söyler.  Bu ancak toplumsal rollerdeki kadın erkek eşitliğine tam inançla mümkün olacaktır. 

Dil, psikolojik şiddetin de bir aracıdır, gösterilen şiddetin maduru, ‘ kadın ‘ kelimesine reva görülendir ve ‘ kadın ‘ kelimesiyle kastedilen betimlemedir. Bu nedenle kadın kimliğine saygı oluşmadıkça ve buna gönülden inanılmadıkça cinsiyetçi ve ayırıcı söylemler hep olacak, bu da kadının sosyal rolleri açısından ayırımcılığı pekiştirmeye devam edecektir. 

 

Bu pekiştirici etkiden sıyrılmak için iyileşmeye konuştuğumuz dilden başlamalıyız. Kadın kelimesinin yarattığı duygulanımın, düşük statü ve cinsellik içeren basamaktan, saygın, emekçi, yaratıcı, üretici platforma taşınması gereklidir. 

 

Kadın ve erkeğin biyolojik farklılığına inanmakla beraber  asıl olan, kadının hayata kattıkları ile ona biçilen rolün tezatlığıdır. Kadın Türk toplumunun ve diğer toplumların büyük emekçisidir, toplumun yarısıdır; fakat ‘dile gelince’ kadına biçilen rol ve yeterlilik onu ikinci sınıfa koymaktadır. Asıl farkedilmesi gereken, kadını biçimlendiren toplumsal rollerden kadının kendi öznelliği, çalışkanlığı ve yaratıcı gücüyle sıyrılıp, nasıl farklılık katabildiğidir.

 Kadın buna muktedirdir…

 

Saygılarımla…

 

KLİTORİS

KLİTORİS NEDİR ??

 

Tüm genital organların karşı cinsde yaratılmış bir eşdeğeri vardır.Erkeklerde penise denk gelen organ kadınlarda klitorisdir. Bilinenden farklı olarak öyle 1-2 cm’lik değil sekiz cm uzunluğundadır.Yani klitoris sadece en üstte hissedilen ‘minik tümsekcik’ değildir.Pek çok sinir ucuyla donatılmıştır. Dolayısıyla bu haliyle -sadece- ZEVK almak için yaratılmış kadın vücudundaki TEK organdır…Yanii aslında bir şans bu…

-Herkesce bilinen ve sadece ondan ibaret olduğu düşünülen küçük yuvarlak kısmı baş kısmıdır.Küçük dudakların üstte buluştuğu yerde ve idrar çıkış deliğinin üst kısmındadır.Uyarı verildiğinde kabaran ve büyüyen, bu sayede varlığını daha çok hissettiğiniz kısmıdır ve -sadece- en küçük bir kısmıdır.

-Klitoris soğancığı diye adlandırılabilecek daha büyük parçası, vajen girişinin yan duvarlarına kadar uzanan en uzun parçasıdır.Klitoris soğancığı da uyarıyla beraber kanla dolar ve vajen giriş kısmının yan duvarlarını kabartır, hassaslaştırır…

-Klitoris bacakları diye adlandırılabilecek parçası ise klitorisi asan ve uyarı esnasında yine kanla dolan kısmıdır. Kadınların %90’a varan kısmının vajinal orgazm olamadığı bilinir.Bu da mutsuzluk kaynağı olur.Hiç orgazm olamamış olmakla üzülürsünüz.Eee zaten klitoris var! diyerek ve varlığına sevinerek dikkatimizi ona yöneltelim olur mu ..? Klitoral orgazmı keşfedelim!

100% PRIVACY
PRIVACY NOTICE
 
Your reason for applying to our Antalya clinic and your personal information will be kept completely confidential within the scope of your legal rights (T.R. Ministry of Health Patient Rights Regulation R.G. 01.08.1998, 23420).
No information about your personal information, illness and treatment is given to other people.