kültür

Bu konuda toplam 1 içerik bulundu.

SAİNT DİDİER (SOSYETE BATIĞI)

Hafta sonu dalışından…Saint Didier veya nam-ı diğer Sosyete batığı…

 

Antalya yat limanı açıklarında bir şamandıra vardır, çoğu kişinin hakkında çok da bilgisinin olmadığı…Aslında askeri malzeme taşıyan geminin ‘hastane gemisi’ olarak zannedilmesi için  içinde hemşirelerin de olduğu ve..askeri mühimmat taşıdığını kamufle etmek için gemi batarken tüm mürettebatın gemiden  şık kıyafetlerle indiği …

 

 2. Dünya Savaşı sırasında  Akdeniz’de de  kanlı çarpışmalar olmuş. 3 Eylül 1939 tarihinde Almanya'ya savaş ilan eden İngiltere ve Fransa aynı cephedeydi. Alman ordularının ikmal hatlarını kesmek isteyen müttefikler, Kuzey Afrika'ya olan Alman sevkıyatını engellemeye çalışıyordu. Fakat Antalya   kıyılarında  bir Fransız uçağı , müttefiki olan İngiliz uçakları tarafından bombalanmıştı, bu hayli ilginç bir durumdu…

 

Fransa'nın savaş ilan etmesinden yaklaşık on ay kadar sonra, Fransa'nın yarısından fazlası Almanların eline geçmiş, Fransızlar Almanlarla ateşkes imzalamak zorunda kalmıştı.Yani Fransızlar Alman karşıtı olan ve olmayan olarak iki safhaya ayrılmış ve ayrı taraf tutmuştu. Anlaşmada  Fransız ticaret gemilerinin Almanlar tarafından kullanılması da vardı. Fransa'nın Ortadoğu sömürgeleri de, Alman işgalinden sonra kurulan yeni Alman yanlısı hükümet yani Vichy hükümeti ile işbirliği yapacaklarını belirttiler, Almanların tarafına geçtiler. Fransız donanmasından Saint Didier isimli Fransız destek gemisi, taşıdığı savaş malzemeleri ile "hastane gemisi görüntüsü" ile Antalya açıklarında bir savaş gemisi eşliğinde seyrediyordu.Kuzey Afrika'daki Rommel ordularına, cephane, silah, zırhlı ve tekerlekli araçlar ve bir takviye birliği götürüyordu. Bunun üzerine İngilizler ve Alman karşıtı  Fransızlar, Suriye'ye girerek Lübnan'a doğru ilerlemeye başladı. Alman işgali altındaki Alman yanlısı Fransızlar , Akdeniz’den rahat geçemeyeceklerini anlayınca ,askeri kuvvetlerinin Türkiye topraklarından geçmesi için izin istedi. Türkiye, tarafsızlığını korumakta ısrarlı olduğu için bu teklifi reddetti. Onlar da  Fransa'dan çıkacak askeri malzemeyi, Alman ve İtalyanların kontrolündeki Doğu Avrupa ,Selanik ve Yunan adaları üzerinden geçirip Lübnan'a ulaştırmak istedi.  Yunan adaları zaten Alman işgali altındaydı. Ayrıca herhangi bir tehlike anında gemiler Türk limanlarına sığınabilirdi.

 

İki gemi Saint Didier ve Qued Yquem den haberdar olan İngilizler gemileri takibe alır.

Kıbrıs’daki İngiliz Hava Üssünden kalkan üç İngiliz uçağı Qued Yquem gemisini  Adrasan açıklarında batırır.Aslında cephane yüklü olan ama ‘hastane gemisi veya kuru yük gemisi’ görünümündeki St.Didier için tek kurtuluş kalmıştır . Antalya Limanı'na birkaç kilometre kala,  Türk bayrağı çekerek  Türkiye'ye sığınmak…

 

O zamanın Antalya Valisi Haşim İşcan,  geminin limana girmesine izin verilmemesi yönünde talimat alır.Bu geminin kabul edilmesi tıpkı 1.Dünya savaşındaki  gibi tarafsızlığımızın yitmesine neden olacak ve savaşa girmemizi sağlayacaktı.Vali Haşim İşcan ,Antalya Emniyet Müdürü ve  Askeri Şube başkanlarını bir tercümanla gemiye gönderir, kaptandan Antalya'yı terk etmesini ister. Kaptan  gemide hasar olduğunu , ancak gece karanlığında terk edebileceği söyler. Antalya İskelesi'ne 500 m uzaklıkta falez önünde,  buğday yükleyen Çanakkale şilebinin 20-30 metre kadar açığına demir atar. 4 Temmuz 1941 Cuma günü, görüşmelerden yaklaşık bir iki saat  sonra, İngiliz uçak filosu Antalya semalarında yeniden görünür. Saint Didier'in üzerinde beş bombardıman uçağı ve dört avcı uçağı dolaşmaya başlar. Falezlerin üzerinden bu savaşı seyreden halkın gözleri önünde, gemiye pike yaparak torpil bırakırlar. Hıdırlık Kulesi'nden açılan uçaksavar ateşi ve geminin burnundaki uçaksavara aldırış etmeden saldırılarını sürdürürler. Halk, torpillerin denizin yüzünden gemiye doğru gidişini falezlerden seyre koyulur. Torpillerden biri  geminin burnunu az bir mesafe ile ıskalar ve limana yönelir. Antalya limanında o tarihte mendirek yoktur ve  hiçbir engel ile karşılaşmayan torpil, suyun üstünden gemiyi ıskalayarak, İskele'deki İskele Mescidi ile gümrük binası arasındaki bölgede patlar. Bu patlama sonucunda sular, Tophane'ye kadar çıkar, rıhtıma bağlı teknelerde büyük hasar olur. Antalyalı 2 kişi ölür. Birinci uçak ıskalayınca ikinci uçak saldırıya geçer. İkinci torpil geminin kıçına isabet eder ve  batmaya başlar. Geminin batmaya başladığını gören Antalyalılar, teknelere binerek yardıma koşar. Aldığı isabet sonucunda St. Didier, gece saat 22.00'de sessizce sulara gömülür. Yine de 5 asker yaşamını yitirir, 15'i yaralı 275 asker kurtulur. 

 

İşte bu gemiyi 18-35 metre derinlikte ve dalış turizmine bağlı vandalların giderek azaltmış olduğu mühimmatıyla görebilme şansım oldu. 

 

100% PRIVACY
PRIVACY NOTICE
 
Your reason for applying to our Antalya clinic and your personal information will be kept completely confidential within the scope of your legal rights (T.R. Ministry of Health Patient Rights Regulation R.G. 01.08.1998, 23420).
No information about your personal information, illness and treatment is given to other people.