tecavüz

Bu konuda toplam 1 içerik bulundu.

ÇOCUKLARIN HAYALİ BİTMESİN

ÇOCUKLARIN HAYALİ BİTMESİN

 

Geçen hafta içinde bir çocuk tacizcisinin haberi duyuldu.Dış cephe onarımı için gittiği evde tuvalet  bahanesiyle eve girerek , çizgi film izleyen  kız çocuğuna tacizde bulunmuştu. Tecavüzcü yedi çocuk babası, 52 yaşında bir adamdı. İşçi olarak  bulunmasına  aracı olan kişi devreye girerek, kendisini İran'a kaçırabileceğini  söyledi, arabaya alıp emniyete teslim etti.Atıldığı tek kişilik koğuşta ne kullanarak olduğu bilinmeyen bir  şekilde kendini astığı paylaşıldı.Konu bizce de  anlaşıldı...

 

Taciz, insan hayatında derin onarılmaz izler bırakan ağır bir deneyim.Cinsel istismar sadece cinsel ilişkiyi içermiyor,çocuğa cinsellik anımsatan herşey, şakalaşma, bakışlar,mesajlar,teklifler de bu kapsamda, o  yüzden daha da dikkatli olmak gerekiyor.

 

Bu işin  mağduru olan kişi sayısı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde  de çok fazla. Her iki cins de mağdur olabiliyor.13 yaş altında tacize uğrayan çocuklarda kız-erkek farkı yok,13 yaşından büyük olanlarda ise kızlar daha fazla.

 

Tacizcilerin neredeyse tamamı erkek ve bu kişiler daha çok bekar veya dul,eğitim seviyesi düşük,madde veya alkol kullanım oranı yüksek  kişiler.Tacizcilerin çoğu 40 yaş altı, bu arada işin daha da kötüsü 13 yaşından küçüklere tacizde bulunanların %40'ı  yine ergen yaştaki çocuklar.Yapılan araştırmalarda cinsel suç işleyen yetişkinlerin çok küçük yaştan itibaren bu işi yapmaya başladığı tespit edilmiş.Yani bu kişiler ergen yaşlarından itibaren tacize başlıyorlar,büyüdükçe de devam ediyorlar.Bilinçaltının yönlendirmesiyle çocuklara yakın olabilecek meslekleri de seçebiliyorlar.

 

Taciz esnasında fiziksel güç kullanımı fazla,evlenme vaadi,birşey verme,teklif etme,hediye etme gibi yakınlık sağlayan yollar kullanılıyor.En tehlikelisi ise pedofiller, çünkü bunlar genellikle zor kullanmıyorlar. Bu kişiler,masum dokunma,açık resimler ,porno izlettirme gibi yollarla çocuğa duyarsızlık kazandırıp  basitleştirme yoluna gidiyorlar.

 

Kimler cinsel tacizde bulunmaya daha çok yatkın ? Aile yapısındaki değişiklikler, hızlı sosyal değişimler,üvey anne-baba ile yaşam,yeni akrabalık ilişkileri,yer değiştirme,taşınma,göç ile yeni düzen kurma,manevi değerlerin bir şekilde unutulması gibi nedenlerle tacizci sayısının artabileceği düşünülüyor.Çoğu aile içi  şiddet görmüş , pek çoğu da kendi küçüklüğünde cinsel tacize uğramış çocuklar bunlar.Bu gerçek,  tacizin nesiller boyu süregelmesini de sağlıyor.Ne acı ki ,tacize uğrayan tacizde bulunuyor.

 

Hangi çocuklar mağdur olmaya daha yakın? Yakınlarında suç oranının fazla olması,sosyal olarak dışlanma,sosyal uyum sorunlarının olması,göç eden ailelerin çocukları,okulu terkeden veya devamsızlık yapan çocuklar,dağılmış ailelerin çocukları,yetersiz bakım gören çocuklar,anne babanın eğitim seviyesinin düşük olduğu çocuklar, zihinsel engelliler,barınma ve ev durumunun uygunsuz olduğu çocuklar,ruhsal sorun yaşayan çocuklar,erken yaşta çalışmaya zorlanan çocuklar, işsiz ve yoksul ailelerin çocukları, 6 yaştan küçük çocuklar daha çok tacize uğruyor.Yeterli fiziksel ilişki içinde olmayan ve çocuğun  dokunularak sevilmediği durumlarda, çocuk dokunularak sevilme ihtiyacında ve dolayısıyla cinsel istismara açık oluyor.

 

Cinsel istismar ortaya çıkarılması en zor olan istismar türü.Çocuklar tehdit ,baskı,anlayışla karşılanacağını düşünmeme, ailesinin zarar göreceğini düşünme gibi  nedenlerle  itiraf edemiyorlar.Her iki cins çocuklarımız için de çok yaralayıcı fakat erkek çocuklar daha çok baskı altında kalıyor,daha çok direniyor ve tehdit ediliyorlar.Onlar için sonuçlar daha da travmatik.En çok da erkek çocuklar itirafta zorlanıyor ve maalesef taciz  daha uzun sürüyor.

 

İstismarın %70 i tanıdık,akraba ya da otorite figürü olan kişiler tarafından gerçekleştiriliyor.Yani çocuk tacizde bulunana güveniyor.

Cinsel istismarın en ağırı da  güven duygusunu besleyip büyüttüğü   birinci derecede yakını olan aile üyeleri  tarafından gerçekleştirilmesi oluyor..Burada genelde anne de olayı biliyor, fakat sorun ,hep birlikte çeşitli nedenlerle görmezden geliniyor.

 

Hazırlayıcı riskler çok karışık ve dolayısıyla tamamen engellemek de mümkün değil...Bu nedenle koruyucu ve erken ihbar ettirici önlemlerin alınması en iyisi.Ne mutlu ki,  ülkemizde çocukların farkındalığı ve tespit konusunda son on yılda büyük bir değişim yaşanıyor .

 

Taciz mağduru olan çocuklar, yetişkinlik hayatlarında sağlıklı bir sosyal toplum örüntüsü içinde yeralamıyorlar.Hastalıklı bireyler, hastalıklı bireyleri üretiyor ; toplumsal huzur için de,  toplum bilincini  ayakta  tutmak gerekiyor...

 

Saygılarımla...