Z kuşağı

Bu konuda toplam 1 içerik bulundu.

ÇEVRİMİÇİ NESİL-Z KUŞAĞI

 ÇEVRİMİÇİ NESİL-Z KUŞAĞI

 

Milattan önce 399 da Sokrates, ‘günümüzün çocukları lüksü seviyor, kötü davranışları var, otoriteye baş kaldırıyorlar, yaşlılara saygıları yok, çalışmak yerine lak lak etmeyi seviyorlar.Çocuklar artık evlerinin hizmetçisi değil, tiranı... Anne babaları odaya girince ayağa kalkmıyorlar, onlara itiraz ediyorlar, destek olmak yerine laklak yapıyorlar, şapır şupur yiyorlar, bacak bacak üstüne atıyorlar, öğretmenlerine zulmediyorlar’ demiş. 

 

Bazen gençlerin yaptıklarından bıkkınlık duyuyoruz ya ,bu tek bizim değil, antik çağlardan beri tüm insanlığın ortak tavrı olmuş…Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ, ''Sümer tabletlerinde 'bu gençlik nereye gidiyor' yazısını gördüğümden beri, gençleri sorgulamıyorum'' diyor .

Çatışmaya çalışmaktansa onların özgünlüklerini,farklılıklarını ve sahip oldukları değerleri anlamak ve onların eşsiz itici gücünü hayatımıza katmak en iyi yol…

 

Kuşaklar nasıl şekillenir? Aynı tarihlerde, aynı olayları yaşarlar. Ortak sosyal,ekonomik,politik olaylardan geçerek benzer alışkanlıklara ,yaşam kültürüne, değer,inanç,beklenti ve davranışlara sahip olurlar. Onlardan benzer sorumluluklar istenir. Hayatı algılama şekilleri, yargıları ve olaylar karşısındaki tutumları,güçlü ve zayıf noktaları benzerdir. Doğdukları yıllara göre, 1965-1979 arası “X Kuşağı”, 1980-1999 arası “Y Kuşağı” ve 2000 yılı sonrası doğanlar ise

“Z Kuşağı” olarak tanımlanmaktadır. 

 

Z kuşağı denen gençlerimizin sayıları çok, yaklaşık 20 milyon civarındalar. Bu yüzden ülkemizin geleceği konusunda belirleyici özelliğe sahipler. ‘Kristal nesil’, ‘derin duygusal nesil’, ‘İ Gen’ olarak da adlandırılıyorlar.

 

Gelelim iyi  ve ’bize göre kötü’  yanlarına…

 

Dijital yüksek teknolojiyle henüz doğumhanedeyken tanışıyorlar… Cep telefonu ve şarj aleti olmadan hayatın mümkün olmadığına inanan, sürekli online olan ‘çevrimiçi bir nesil’.Facebook ,İnstagram' ın içine doğdular, PS4 ve Tbox ile büyüdüler.Oyuncak yerine ellerine iPad' ler tutuşturuldu. 

 

Sosyal medya ile sosyalleşiyorlar, hepsi aktif sosyal medya kullanıcısı. Emoji,ikon,görüntülerle konuşuyorlar.İletişimde yazı yerine görsellik ön planda oluyor.Sosyal medyanın da katkısıyla arkadaşları ya da tanıdıkları fazla.Prensipleri nedeniyle geçimsizlikleri çok, kavgaları da..

 

Okumayı pek sevmiyorlar, hiç ansiklopedi karıştırmadılar.Geçmiş yılları da hesaba katarsak farklı eğitim teknikleriyle, en iyi eğitim almış kuşak.Erken eğitim almaya başladılar, bu yüzden hızlı zihinsel öğrenme sürecine sahipler.Teknolojik gelişmeleri çabuk anlayıp,öğrenip, uyum gösterebiliyorlar.Tarihdeki el,göz, kulak, motor becerisinin ve uyumunun en yüksek olduğu grup.

 

Bireysel ve bağımsız hareket etmeyi seviyorlar. İşi, ‘kendilerini ifade etme’ yolu olarak görüyorlar. Bu nedenle yaratıcılık ve özgünlüklerini göstermeyi seviyorlar.Başarının, verdiği mesaiden çok ortaya çıkardığı iş ile değerlendirilmesini istiyorlar. 

 

Para kazanmayı seviyorlar ama işi kendilerini ifade biçimi olarak gördükleri için iş tatmini de önemli. Çalışırken eğlenmeyi seviyorlar, esnek çalışma saatlerine uygunlar.Sürekli öğrenmeyi seviyorlar ve teknolojinin yardımıyla çabuk öğrenip yeteneklerini çabuk geliştirebiliyorlar. Network ağına inanıyorlar.

Pekçok işi birarada yapabilme özelliğine sahipler.Bütüncül düşünebiliyorlar,sonuç odaklılar. Dikkat süreleri çok kısa olsa da teknolojiyle işlerini kısa sürede bitirebiliyorlar.

 

Kariyer beklentileri yüksek. Benmerkezci olmaları nedeniyle takım çalışmalarında kötüler,yetenekleriyle ön plana çıkmak istiyorlar. Sürekli kariyer beklentisi içinde olmaları rekabeti arttırıcı unsur.

 

Bireysel çalışmayı sevdikleri için örgütsel bağlılıkları düşük. Bu yüzden  bireysel çalışma verimliliği için ‘yetenek yönetimi’ gerekiyor.Bireyselliği sevdikleri ve hiyerarşiyi istemedikleri için girişimcilik yönleri ağır.

 

Sosyal olaylara çok duyarlılar, sosyal medya aracılığıyla kolayca herşeyden haberdar olabiliyorlar.Hoşlarına gitmeyen tutum ve sözlere hemen cevap verebiliyorlar.Çevreye, küresel kirlenmeye çok duyarlılar.Dünyanın korunması gerektiğine inanıyorlar.Doğayı ve hayvanları seviyorlar.Doğa konusundaki çalışmaları destekliyorlar.

 

Sosyal adaletsizliğe ,eşitsizliğe duyarlılar, adaleti seviyorlar.Barış iklimi istiyorlar.Kadın erkek eşitliğine daha önce hiç olmadık derecede inanıyorlar.

 

Zevklerine düşkünler ,iş ortamının da zevkli olması gerektiğini düşünüyorlar.Yoğun çalışma ortamında bile eğlenceye önem veriyorlar, renkli insanlar.Yenilikçi ve eğlenceli bir iş yeri beklentileri var. Sıradan işleri yapmak istemiyorlar,işlerinde heyecan ve risk olması gerektiğini düşünüyorlar.% 85 i heyecan duyacağı bir işte çalışacağını söylüyor.İşiyle özel hayatını ayırıyor, denge kuruyor.Esnek çalışma saatleri olması için  girişimciliği isteyebiliyorlar.

 

Doğuştan tüketiciler, mutlu çocuk yetiştirmeye kafayı takmış anne babaların, refahlığı hissettirdikleri çocuklar, bu çocuklar..Kolay sahip oldukları için sahip olduklarının değeri az.Hayatlarına pek çok şey hızlıca girdiği ve değiştiği için çabuk elde edebilmenin değersizliğine sahipler,tatminsizler. Sadakatsizler,çabuk vazgeçebiliyorlar.Aceleciler. İstedikleri her şey saniyeler içinde ekranlarında olabiliyor.Herşeyi, her yerde,hemen istiyorlar.

 

E ticareti seviyorlar, sosyal medyadaki reklamlardan çok etkileniyorlar,kampanyaları takip ediyorlar. Çok para harcıyor gibi gözükseler de hesaplılar, alışverişden önce araştırmayı seviyorlar. 

 

Beslenme alışkanlıkları hayat tarzları…Bazı markaları yiyip içmek kişilik ve tarz özelliği gibi görülüyor.Hepimizin tükettiği gıdalara kendi tarzlarını katmayı seviyorlar.

 

Şeffaflar,dürüstler, yalan söylemeyi sevmiyorlar. Çekinmeden kendilerini anlatabiliyorlar.Neyin kendilerini mutlu edeceğini biliyorlar ve bu yolda da ne isteyeceklerini biliyorlar.

 

Sürekli öğrenmek ve kendilerini sürekli yenilemek gerektiğine inanıyorlar.Sürekli aynı işte veya sektörde olmak istemiyorlar, % 40 ı en az beş meslek değiştirmek gerektiğini söylüyor.

 

Z kuşağının en büyüğü, şu anda üniversiteye girmiş ya da stajını tamamlamak üzere olan yaştaki gençler...Bu nesil, teknolojinin içine doğmalarından dolayı bulunduğu yerde dönüşüm yaratabilecek ve yeni vizyonlar getirebilecek bir nesil olacak.Sorgulamayı isteyecekler. Farklılıkların bastırılmadığını hissetmeleri gerekecek,yoksa orada bulunmayacaklar.Bu nesil esnek çalışma saatlerinde teknolojik olarak donatılmış iş ortamları isteyecek.Bulundukları yerde ekran sayısı artacak. Rahat hissedecekleri iş yeri ortamları yaratılacak.Kağıt tüketimi azalacak, işe yaramayan  prosedürler çekmeceye  kalkacak. Dijitalleşmeyle beraber pek çok iş unutulacak ama pek çok yeni iş de çıkacak.Yaklaşık % 65’inin, şu anda olmayan işlerde çalışacağı düşünülüyor.O yüzden yetenek ve öğrenme becerilerinin geliştirilmesi yani ‘öğrenmenin öğretilmesi’ gerekecek.Ancak olursa ‘eğlenceli bir çalışma ortamıyla’ ekip çalışmasına katılacaklar. Uyum problemi olan Y kuşağıyla aynı ortamda çatışacakları düşünülüyor.Bazı özellikleri X kuşağına çok benziyor, onların kafasına yakınlar.X kuşağı onların ebeveynleri yaşında olan,fikre,doğaya,insana,hayvana saygılı dürüst bir nesil.

 

Milattan önce 350 yılında ‘bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar. Yetişkinlere karşı saygısızlar. Ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenleri sinirlendiriyorlar’ demiş Aristo. 

Antik Yunan’ın en büyük şairlerden Hesiod ise, milattan önce 800' de ‘günümüzün gençleri öyle umursamaz ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kuralları boşveriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.” demiş. 

 

Yani stres yok dostlar,bu iş hep böyle gelmiş,böyle de gidecek..Kötümserliği bırakıp, her dönemin ayrı  özellikte olan pırıl pırıl gençlerini yüreklendirmek gerekiyor.Hep ümitvar olmak gerekiyor,hep güzelliklerden bahsetmek…

 

Atamızın eşsiz sözleriyle bitirmeliyim bu yazıyı:

'Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk, O'nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz. Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir. Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız.'

 

Saygılarımla…